Report this app

Kitap Hakkında Bilgiler!

Izahat

“Her şey bir otoportre. Her şey bir günce.”

Elinizde tuttuğunuz kitap bir günce. Kalemi eline alan kişinin korkularına, sevinçlerine, hüzünlerine meydana getirilen bir seyahat. Bayağı bir insanoğlunun bayağı yaşamı… Kim bilir olağan dışı birinin ara sıra peri masalına, ara sıra kâbusa dönüşen yaşamından kesitler sunan anı parçacıkları. Düzmece mücevherlerin ışıltısına kapılan bir kadının öyküsü bu. Komadaki kocasının günbegün çürümesini izleyen, sanat, yaşam ve ölüm üçgeninde sıkışıp kalmış bir kadının. Bazılarına göre rahat bir garson, bazılarına göre ise her an bir başyapıt yaratabilecek büyük bir ressam. Anakarayla bağlantısı her an yok olabilecekmiş şeklinde görünen Waytansea Adası’nın gizemli öyküsü bu bununla birlikte. 

Her şey başka birinin yaşamın sürdürmeye zorlanarak bireyselliğini yitiren Misty Marie Kleinman’ın güncesinde saklı. Bir tek şahıs tarafınca yazılmış bir günce bu. Sadece gerek anlatıcı gerek anlatılan hikâye açısından pek oldukca katman söz konusu.
Chuck Palahniuk, insanoğlunun öncesiz ölümsüzlük arayışına tüyler ürperten bir bakış atarken, sanatın denetlenemeyen gücüne de saygı duruşunda bulunuyor. Misty’nin güncesini tuvale eklerken hiçbir detayı göz ardı etmiyor. Hepimiz, kimi süre acımasızca yaralanan fırça darbelerini izlerken, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. Ben ve diğeri arasındaki fark gittikçe silikleşiyor. Gerçek ve hayal arasındaki karmaşık ilişki zihnimizi bulandırıyor. Ve kişisel komalarımızdan çıkıp kolektif bir komaya giriyoruz hep birlikte. Kimin kimi kandırdığı belli olmayan bir oyun oynanıyor. Kimin kurban olduğu belli değil. İnsan kendi yazgısını elinde tutabilir mi? Yoksa zalim feleğin elinde oyuncak mıdır? Yalan mı daha gerçek, gerçek mi en büyük yalan, belli değil. Zira Waytansea Adası dört tarafı gerçeklerle kaplı bir yalan…