Bir Sanrıydı Manolya Kitap Açıklaması
Ekonomik bunalımların, terör olaylarının çektirmiş olduğu acılarla dayanmanın uç noktasına gelen, gene de dimdik ayakta kalmayı başaran Türkiye insanını konu alıyor öykülerinde Ahmet Türkay. Keskin bir gözlemleme ve duyarlılıkla yazılmış; İstanbul’da ya da Anadolu’nun değişik köy ve kasabalarında, kendi minik dünyalarında, büyük dertleri, kederleriyle sessiz bir şekilde yaşayan bayağı insanların öyküleri bunlar. Yoksulluğun ezemediği, ruhları, gönülleri yüce, yurtlarına sonsuz bir sevgiyle bağlı, unutulamayacak insanların öykülerini yazmış yazar.Türkiye’nin bir başka gerçeği; depremde eşini, çocuğunu yitiren, günlerce yıkıntılar altında kalan bir babanın ölümle yaşam içinde geçirdiği umutsuzluk, karamsarlık dolu ağır anlarını; işten atılınca karısının son bileziğini bozdurarak yaşama tutunmaya çabalayan bir bilgisayarlı torna işletmeninin krize, onun sebepleri ve etmenlerine sövgülü veryansınlarını; ailesine kökten bağlı bir kadının, delice sevilmiş olduğu eşinin birçok terör eyleminin hazırlayıcılarından bulunduğunu öğrenince iyi mi birden yıkıldığını, aşkının kine, nefrete dönüştüğünü; teröristlerin döşedikleri mayının patlamasıyla askerde iki bacağını yitiren bir gazinin kendisiyle didişmeleri ve çatışmalarını üzülerek okuyacaksınız. Bir Sanrıydı Manolya, Türkiye’nin bugünkü güncel problemlerine eğilerek pırıl pırıl bir dil, sıcacık, sarıcı bir anlatımla yazılmış öykülerin kitabıdır.”…Azca ileride iniltiler duyar şeklinde oldum. Baştan ayağa pür dikkat kesilerek yıkıntılığı dinledim. Kulaklarım beni yanıltmamış. Öykü’nün kesik kesik inilti ve sayıklamalarıydı duyduklarım. ‘Ah, of! Anne… Baba… Neredesiniz? Ölüyorum…’Tüm kuvvetimi topladım, üstümdeki beton yığınından kurtulmayı denedim. Denizde boğulmakla karşı karşıya birinin, suları yutarak denizi kurutmak istemesi şeklinde saçma bir çabaydı benimkisi.’Ben de yıkıntı altındayım. Kımıldayamıyorum. Dayan kızım! Arama Kurtarma Tim’i neredeyse gelir’ diye Öykü’ye moral verdim. Oysa sabah olmadan kurtarma çalışmalarının başlatılmayacağını adım şeklinde bilmekteydim. Kuşkusuz, yıkılan salt bizim apartmanımız değil, sıra ne süre bizimkisine gelecek?’Korkulu canım yanıyor! Göğsümün üstünde ağır bir şey var. Eziyor beni. Galiba yaralıyım da. Kurtar beni babacığım!’En zor dayanılır şey nedir, diye sorsalar, düşünmeden: ‘Çaresizliktir’ derim. Canından can, kanından kan almış en kıymetli varlığını tüm yalvarma yakarmalarına rağmen yıkıntı altından kurtaramamak… Düştüğüm yürekler acısı bu faciayı hangi sözlerle anlatsam? Onu dile dökememenin beceriksizliği, umarsızlığı içindeyim. Kederlerimizi anlatmaya giriştiğimizde dilimiz sanki yetmiyor, yoksullaşıyor. Kendi durumumu unuttum, yalnız Öykü’nünkisini düşünmeye koyuldum. Onu kurtarabilmek için mekanik bir güce gereksinimim vardı.”Sayfa Sayısı: 90Baskı Yılı: 2011Dili: TürkçeYayınevi: Kora Gösterim Bir Sanrıydı Manolya PDF E-Kitap
