Gallemit Kitap Açıklaması
Savrulup gidiyor yaşam söylediğin…Sararmış satır aralarında çeyrek asırdır sızlayan bitkin hüzün sesleri. Yüce Kam’ın iç çekişi. Tibet’in rahipleri benden daha yalnız değildir… Biri zahirde derbeder, diğeri sırların ardında iki yalnız adam. Yürek yangınını söndürür ümidiyle kor ateşe serpilen suyun şarkta çıkardığı cızırtıyı garpta da duyabilen alışılmadık iki insanoğlunun gönül yolculuğu. Şaman davulları, veliler, amansız kokular, Elsa’nın gözleri… Yalnız’ın öyküsü… Yalnızlığa öykü…Sahiden savrulup gidiyor yaşam söylediğin. Ömürler savruluyor. Ötelerde, yakınlarda. Bizatihi derûnda… Evvel göçen yazar oldu. Kalanlar derin acılar çektiler. Yüce Kam haber alınca bir kez daha kahrolmuş; “Keşke ona Hafız’ın kabri benzer biçimde bir mezar yapabilseydim”, sözleriyle hayıflanmış.Her insan bir başkasında yol arar kendine. Aramış olduğu en yakınındadır. Tanrı Dağlarının zirvelerinde sükunet içinde haykırdığı isim; gülün adıydı. Kahramanın rahatlık ve sükûnunu zedelemeden, sis perdesinin tüllerini aralamadan meçhule ışık tutmak naif ve ulvî bir gayretti. Toplumsal hareketliliğin akabinde, kamuoyunda doğan alâka üstüne tekrardan baskı teklifini de erdem örneği sergileyerek reddetmişti; “Taze acının üstüne kitap çıkarmak yakışık almaz”. Yüce Kam’ı dağlayan kurşun, vicdan sahiplerinin yüreğini kanatmalıydı. Kasten sıkılan o hain kurşuna hepimiz lânet etseydi kahbe devr-i devran bu şekilde pervasız dönmeyecekti.”Hepsi birbirine karıştı gitti. Gerçek kam Aziz mi, beş çocuğunu bırakarak dağlara giden adam mı, seneler sonrasında onu arayıp gören ben miyim?”Okuyucu karar versin… Gallemit PDF E-Kitap
