Report this app

Kitap Hakkında Bilgiler!

Izahat

“Sahile götürdüm onu o gün. Yaz hemen hemen başlamamıştı, hafta sonuydu, tenhaydı sahil. Harikuladeydi. Berduşlar paçavraları ile kuma uzanmışlardı. Bazıları taş banklara oturmuş şişeyi paylaşıyorlardı. Martılar telaşsız ve aptal uçuşlarındaydılar. Yetmişlik-seksenlik karılar kocaları öldükten sonrasında kendilerine duracak evleri satıp satmamayı tartışıyorlardı. Her şeye karşın refah vardı havada. Denize doğru yürüdük. Oldukca azca konuşarak. Mutluyduk beraber. İki sandviç, birazcık cips ve içecek bir şeyler aldım. Kuma uzanıp atıştırdık. Birbirimize sarılıp uyuduk bir süre. Sevişmekten bile güzeldi sanki. Gerilimsiz bir beraber akış. Uyandıktan bir süre sonrasında eve döndük. Yiyecek pişirdim. Yemekten sonrasında beraber oturmayı teklif ettim. Bir şey söylemeden uzun uzun baktı bana. Sonrasında yumuşak bir sesle, “Olmaz,” dedi. Onu bara bıraktım, çıkmadan ilkin eline bir içki tutuşturdum. Bir ambalaj fabrikasında iş buldum. Hafta öyleki geçti.”

Kasabanın En Güzel Kızı’nda yer edinen öyküleri, Charles Bukowski’nin haklı şöhretini kazanmasının en iyi örnekleri sayılıyor. Bukowski bu öykülerde kendi hayatından yola çıkarak, kaybedenlerin hayatına, ayyaşlar, kaçıklar, düzenbazlar, fahişelerden oluşan bir dünyaya kendine özgü değişik bir mercekten bakıyor ve her şeyi olabildiğince açık ve net konu alıyor.
(Tanıtım Bülteninden)